Card image cap
Âhir zamana dokunuşlar

ÂHİR ZAMANA DOKUNUŞLAR

Vakit, geçip gidersin evvelinden âhire.
Güneş doğar her sabah, gecemizi gizleyip.
Devşirmeyen bedbahttır, yaşar iken zahire,
Kuran rehberliğinde,  Nur yolunu izleyip.

Ol Nebi-yi muhterem görmüş ahir zamanı.
Veciz, sarih beyanla müstakbele dokunmuş.
El yakan ateş olsa, yere atma  imanı,
Dillerden gönüllere inci sözler okunmuş.

Şaşkın ihtiyar dünya yaşamaktan yorulmuş.
Çehrelerde hayâ yok, kaybolmuş ince perde.
“Neden zayidir?” diye din ehline sorulmuş;
Şeytanın dürtüsü var işlenen her bir şerde.

Kıtaları aşıyor günah olan eylemler,
Cevherinden bigâne fikir çalar batıdan.
İsyan şarkısı söyler fütursuzca söylemler,
Ruhen tatmin olmayan beden, atar çatıdan.

Devlet, millet için var, bu zulüm neyin nesi?
Feryat, sineyi deler gökten ateş yağarken.
Açık hedef olanın viran olur hanesi,
Sömürenin marpucu ülkeleri sağarken.

Bağımlılık kuşattı çokları dört bir yandan.
Sosyal medya pirimiz, cepte sihirli alet.
Düşüncemiz, aşkımız hisse kapar çıyandan.
Bir sayfada hak sözü çevirince cehalet.

Yükseliyor binalar, azametle fezaya.
Yuva olmaktan uzak yığılan daireler.
Bilgi cesaretiyle koşulmakta cezaya.
Hüzünle esinlenir ozanlar, şaireler.

Yunus eğri odunu dergâha getirmemiş.
Her yalan sivri kama itimada saplanan.
Gelen göçüp gitmiş de işleri bitirmemiş.
Asri zamanın şerri, gönlümüze kaplanan.

Beşten büyük olsa da güç altı’ nın altında,
Birleşmiş milletlerde kurulmuş tezgahları.
Uykudan uyanmayan, yatar yerin altında
Asra yemin olsun ki zulüm girizgahları...

Mehmet Demirel