Ah o güvercinler yok mu o güvercinler? Hani şu meşhur Ankara Misketi Oyununa bile girmişlerdir ''Güvercin uçuverdi kanadıııın açı verdi yar yandım aman.'' diye de sürer gider türkü... Telefon tellerine takılan bu güvercinleri, serçeleri ıslah etmek ve memleket ekonomisine azami derecede kazandırmak aynı zamanda bir yurttaşlık görevidir de... Güvercin bu beyazı da var, karası da var, kahverengisi de var... Hakeza serçelerde çeşit çeşit... Her ne kadar beyaz güvercinler barışı simgeliyorsa da tam aksi olan kahve ve siyah güvercinlerde uğursuzluk getirip savaşı körüklemiyor, garip kuşlar ne anlar ki savaştan... Aklı kuşlar kadar çalışmayan bir dolu insan varken... Onlar ancak geçmiş ataları ebabil kuşları gibi fillere meydan okurlar ...


Bir kere güvercinler, serçeler ıslah edilip de çoğaldığı zaman kuş yemi üreten firmalarda haliyle kârlarını ikiye, üçe hatta dörde beşe katlayacaklardır. Sonra büyük meydanlarda güvercinlere, serçelere ve diğer kuşlara atılmak üzere kuş yemi satan amcalar ve teyzelerde bunları kuş sevenlere az bir ücret karşılığında vererek hem kendi ekonomilerine hem de kuş sevenlere hizmet edeceklerdir. Bir diğer konu şans oyunları ve milli piyango bayileri de bu işten nasiplenecek ve kuşların üstüne pisledikleri adamlardan belki üç beş tanesi bu bayilerden bilet alacak, Loto oynayacak ya da kazı kazan çekeceklerdir...


Şehrin uzak, yakın bir çok semtlerinde oturan vatandaşlar kuşların ıslah edilip çoğalmasıyla belki kuş seslerinden rahatsız olacaklar ve pencerelerini ses geçirmez pencereler ile değiştirmek isteyecekler, bu tür pencere üreten firmaların kapısını çalacaklar, ücretini ödeyip evlerine taktırma yoluna gideceklerdir.


Kuşların ıslah edilip çoğaltılması bir yerde kedi köpek cinsinden olan her türlü sokak hayvanının da işine yarayacak o güzelim güvercinlerden bazıları da av olarak kedilerin günlük menüsünde ki yerlerini alacaklardır... Her ne kadar ben üzülsem de tabiatın kanunu bu. Kediler yemek konusunda çok da seçici olmadıkları için artık Allah ne av verdiyse onlara mideye indirmekte tereddüt etmedikleri gibi güvercinlerin, serçelerin daha da çoğalması için içten içe mutluluk duyacaklardır... Serçeler güvercinlere göre daha atik ve çevik olduklarından, kedilerin onları yakalaması daha zor olmakta, bu da serçelerin hanesine avantaj olarak yazılmaktadır...


Bazı zaman ellerinde fotoğraf makinesi ve film makinesi ile sokaklarda dolaşan amatör fotoğrafçılar da bu kuşların resimlerini çekmekte böylece serçeler, güvercinler ve diğer kuşlarda aynı zamanda sanata da hizmet etmektedirler. ''Kuşlar, doğa adlı annenin güzel çalgıcılarıdır.'' demiştir Gavin Douglas... Düşünsenize müzisyensiniz Karadeniz de bir yayladasınız ve çevrenizde değişik şekilde ötüp duran onlarca kuş var, sesleri geliyor kulağınıza, adeta bir senfoni oluşturuyorlar. Onlardan ilham alarak ne besteler yapar bir müzisyen.


Büyük ihtimalle Wright kardeşler'de ilk uçağı icat etmeden önce kuşlardan esinlenmişlerdir. Esinlendikleri kuş artık kartal mı, ak baba mı, yoksa leylek mi onu bilemem. Görüyor musunuz küçücük kuşların dünya ekonomisine yaptığı büyük katkıları. Bu büyük icat sayesinde havacılık sektöründen pilot, olsun, hostes olsun, uçak teknisyeni olsun bu gün milyonlarca kişi ekmek yiyor, evini geçindiriyor...


Demem o ki kuşları sevelim, sadece kuşları değil canlı cansız Rabbın yarattığı bütün varlıkları sevelim. Üç günlük, hatta iki buçuk günlük bir dünya da ne zaman terk edeceğimiz belli değil. ''Dünya bir gündür, o da bu gündür.'' demiş bir düşünür. Bakın üç günden bir güne indi dakkada... Bütün canlıların kıymetini bilmek bizim de Allah katında kıymetimizi arttıracaktır. Hepinize en derin sevgi ve saygılar...