''Karanlığa bir şiir bırak giderken ey beyhude ömür
Sansınlar ki sen şairsin hani.'' 

Nurettin ÖNDER



Önce sesini soluğunu bırak
tırnaklarını, parmak uçlarını
gözlerini, saçlarını ve göz yaşlarını...



ve sen ey hayat
kanırta kanırta benden aldıklarını...



bekletmediğim sevgilileri
beklettiğim
bir türlü içeri almadığım mutluluklarımı...



gözlerimden düşenlerin
kimi yanağımdan yerlere pike yapar
kimi ise
hüzün dolu günlerde kaybedilen vuslattır...



işte bir haziran gecesi
alnımı ta secdeye koyana kadar
boğazıma saplandı düğüm düğüm
konuşacağım cümlelerin hecesi...



her yerden kotarır oldum alabildiğine dizeleri
hem de beş kuruş ücret ödemeden
bir güvercinin kanadından
bir ağacın dalından, arının balından
bir ağustos böceğinin sazının telinden
Filistin'de
tanklara taş atan bir çocuğun sövgü dolu dilinden...



belalıdır bu iş
sonra adın şaire çıkar
mimlerler seni
vatanını sevdi derler
takip ederler, telefonlarını dinlerler
yüreklere beyinlere
bizden habersiz sevgi ekti derler
domatese bıçak çekti derler
vatan hainliğin de tekti derler...



desinler
yine de dik dururuz
şaire çıksa da adımız
sonrasında tam on ikiden vururuz...