Kaç şiir zihnimden kayıp gitti bir meçhule
peşinden koştu isem de tutamadım
kaç şiir genç zamanlarına, acemi ve toyluğuna denk geldi
kaç şiire omuz verdin yürek verdin can verdin
bazıları saman alevi gibi kayda bile geçmedi
hangi kelimeler hangi cümleler
şiirlerime girmek için beni seçmedi...


Her terk eden sevgiliye yazmadık yazamadık
her ne hikmetse elimiz gitmedi
kimse de dürtmedi
ben değil vallahi kalem kâğıt istemedi...


Sen bana ser verdin omuz verdin de şiir
ben sana ne sır verdim, ne de derdimi deyiverdim
elime kalem kâğıdı almadan önce...


Osmanlı Sultanlarının sefere çıkılacak yeri sır gibi saklayıp
son an da ordugahına söylemesi gibi...


Coşku dolu bir yürek
 
ve öncesi
çoğu dizeler haykırıyor gelip de rüyana girek
iyi de nedir bunun ederi
ben rüyama aldıklarımı
vatan gibi, bayrak gibi, toprak gibi bir daha bırakmam ki geri...


Bir günlük hilalin önünde ki yıldıza
sabahın beşinde ki seher yeline
şu salına salına geçen genç kızın incecik beline
kışın çam ağaçlarının karlı dalına
çiçekten çiçeğe dolanan arının balına
en önemlisi de Yüce Tanrının üzerimizde ki eline minnettarız alabildiğine
beni hiç yalnız bırakmadınız sağ olun var olun
sizin sayenizde şaire çıktı adımız...