Şair, sıkıntılı adamdır, dertli adamdır. Rahat batar şaire, gece saat 0:2'de yatağından kalkar şiir yazar. Acıların yüreğinden süzülüp, kağıda dökülmesidir yazdıkları... Ah o acılar, yüreğinden süzülürken de acıtır bir yerlerini de yine kimselere belli etmez...

Şair seven adamdır, bazen anlarsın şairin kimi sevdiğini, bazen de anlayamazsın; şair gerçekten kimi sever...


Şair gece yatağında, rüyasında bile şiir düşünür zaman zaman. Çoğu kere ülkesi için, insanları için duyduğu kaygılar, bazen uykularına bazen rüyalarına kan doğrar. O kan doğranan yerlerden yeni bir ruh yeni bir can doğar, filizlenir sevgiler, coşku olur yüreklere akar mısra diye, şiir diye...

Şair hiç durmadan saatlerce şiir, yazı yazabilir. Ne bileği yorulur, ne de yüreği. Acı da çektiyse geçmişte, bazen gizlidir sevdiğinin ismi, bazen hızlıdır sevdiğinin cismi, anlık zaman dilimlerinde yüzlerce kere şairin yanına gelir, gelir gider de kimseler göremez şairden başka, çünkü o bir kere gelmiştir aşka...

Sevmek şairin alnına yazılmıştır bir kere. Sevgisiz, nefes bile alamaz şair. Adam gibi bir şairin seveceği en son şey kendisidir. Böbürlenerek yürümez şair, çünkü Rabbının da emridir tevazu sahibi olmak. ''Yer yüzünde böbürlenerek yürüme çünkü sen ne yeri delebilir ne de boyca dağlara ulaşabilirsin.'' İSRA Suresi 37. ayet. Bilir ki, o şiirleri, Allah'ın izniyle yazıyordur. Bilir ki iğne ile kuyu kazıyordur. Şair böbürlenirse, yer ile yeksan olacağını da kısa bir zamanda solacağını da bilir. Allah'ını bilendir şair. Allah'ına kadar sevendir şair. Sevgi ve saygılar hepinize en derinden yine...