Suyum gibi kutsalım

Doyduğumdun ekmeğim gibi

 

Sen gibiydim sarı ışıklı odada

Acılarımı hayallerime bölüştürüyor

Ama yine de üşüyordum

 

Beynimde bin yıllık bir uğultu

Damağımda küflü bir ıssızlık

Kıyametin kervanları geçiyordu

Deliliğin kıyısındaki ruhumdan

 

Ellerimle

Bir bebek kundaklıyor

Bir adam kefenliyordum

Oysa ki bebek daha doğmamış

Azrail’le görüşmemişti adam

Ve Ademle Havva da şahitti

Zamanın sessizliğine

 

Kılavuzumdun

Her kayıp anımda yoluma çıkanım

Feyz alıp niyaz ettiğimdin

 

Eteğimde yarım yamalak cümleler

Gözlerimde hüzünbaz sızıntılar

Kırgınlığımın şarkısını sana armağan ediyor

Adını hatıra defterimden

Sevgimi senin alacak hanenden siliyordum

 

Vakitsizdi gidişin

Ve her gelişin gibi izansız

Oysa böyle sözleşmemiştik biz

 

Gözlerimde muson mevsimi

Sana ait izleri alıp gidiyor yağmur suları tek tek

İnsanlığımı test etmek istiyorum

Yetmiyor dilimdeki kırpık sözcükler

Vicdanımda aklamalıyım kendimi diyorum

Maalesef sınıfta kalıyorum

Girdiğim her sınavda

 

Saklımda kesintisiz ve çiğ bir özlem

Aklımda hunili kardeşlerin nümayiş saati

 

Yolcu etmişim içimin tüm güzelliklerini

Dudağımda yarım bir ıslık

Piç bir yalnızlık tiradının sözlerine eşlik ediyorum

Maviler yok olmuş

Kelebekler ölmüş hep

 

Duyuyor musun beni yoldaş

Bil ki sen yoksan ben de yokum

Ve tek sarımlık tütün var tabakamda

Haydi çak çakmağını da bölüşelim geceyi