Şu meşhur Noel Babamız var, aslında bizim değil de Hristiyan ve başka başka dinlerde olanların Noel Babası o... Ama bizde de son zamanlarda yerden mantar gibi Noel Baba fışkırıyor. Bilhassa o cafcaflı alış veriş merkezlerinin çevresinde çok var Noel Babalardan...

Biz millet olarak babaları severiz, her ne kadar babalara gelmeyi sevmesek de... Babalara gelmeyi kim sever ki? Bildiğim kadar bu Noel Baba epey zamandır var. İyi de bu adama, şimdilerde Noel Dede demek lazım gelmez mi? Hem sakalı da var bembeyaz. Her gördüğün sakallıyı deden zannetme, diyorsanız o zaman, onu da bilemem...

Bir de bu üstündeki kırmızıya kafayı taktım. Niye kırmızı, şart mı yani, başka renk yok mu? Bazı zamanda yeşil giysin mesela bu Noel Baba, bazı zaman mavi giysin, sarı giysin... Ha bu arada onu da söyleyelim adı Aziz Nikola imiş... Akdeniz kıyılarında ki Patara da doğmuş Noel Babamız. Hemşehrimiz sayılır.

Noel Babanın sırtında taşıdığı çıkınında bir dolu hediyeler var haliyle... Önüne kim gelirse hediye olarak hemen eline veriyor. Daha doğrusu eskiden veriyormuş, ama şimdilerde reklam amaçlı Noel Babalar hemen sizi reklamını yaptıkları mağazaya davet ediyorlar. Davete icabet edin canım siz de, Noel Baba’da rızkını öyle temin edecek bir iki gün...

Bana da gelse ya bu Noel Baba, bir ev bir de sıfır araba verse. Haaa anladım veremez diyorsunuz, tabi anladım, onlar o küçücük çuvala sığmaz ki... Sığsa bile ben almam ki alın teri ile kazanıp da biz kendimiz alırız hem ev hem de araba artık her neyse...

Vallahi ben Noel Babayı Noel Dedeyi beklemiyorum, size de tavsiyem beklemeyin sakın. Çatır çatır çalışın rızkınızı çıkartın sonrada paşalar gibi yiyin. Noel Babalara ne gerek var, yeter ki insanlar gelirlerinden artan malın mülkün paranın kırk da birini garibanlara, fakirlere, versinler, kesin emekliliğini ister böyle bir durumda da Noel Baba, kesin...