Card image cap
Koza

 
Sen hep hüznü terennüm ettin şiirlerinde
 
Ve hüznün doğurduğu sükûtu
 
Hüzün makamındaydı şarkıların senin
 
O yüzden hiç ağlamadın
 
Çocuksu bir yalnızlıktı yüzüne düşen ifade
 
Durgundun sadece
 
Mesela yoktu kıyılarını döven dalgalar
 
Bir meltemdi çoğu zaman içinde esen
 
Çoğalırdı hüznün her mevsim geçişlerinde
 
Sen her dem yeşil görmek isterdin kâinatı
 
Ve her dem sana güzel kokmalıydı çiçekler
 
Ürkütürdü seni
 
Düşen yaprakların ve solan lalelerin rengi
 
Göçmen kuşların kanat sesleri burkardı yüreğini
 
Hep kekremsi gelmişti sana tüm bunlar
 
Ve kar
 
Ürpertirdi içini
 
Ne soğuk ne sıcak ve ne de yağmur
 
Sana göre değildi bilirim
 
Sen sevilmeyi sevdin sevmeyi değil
 
Buydu aramızdaki fark işte
 
Seven mahkûmdu kaybetmeye
 
Ben hep sevdim ve hep kaybettim
 
Ama sen kaybettikçe kazandın
 
Gözlerinde ölen her kelebek
 
Yeni bir koza bıraktı avuçlarına
 
Ben ise hep uçurumlarda tecrübe ettim
 
Uçamadığımı
 
Düşünce anladım kanatlarımın olmadığını
 
Payıma düşen terkedilmişlikler
 
Çarpınca bir kapı gibi yüzüme
 
Acıdı içim
 
Bu yüzden ben hep kederliydim
 
Kelimelerim bu yüzden hep ağırdı benim
 
İçimde hep fırtınalar kopardı
 
Deli dalgalar döverdi sahillerimi
 
Ben hiç gül olmadım
 
Bir bülbülün feryadı idi bana düşen
 
O yüzden ağladım hep
 
O yüzden benim şarkılarımda hıçkırırdı notalar
 
Derbederliğim ondandı
 
Yalnızlığım ondan
 
Şimdi ben de ölüyorum gözlerinde
 
Bir koza bıraktım avuçlarına kederle ördüğüm
 
Sana bu acıklı şarkının finalinde
 
Sessizce veda ediyorum
 
Bir kelebek lisanıyla
 
Ne olur anla beni