Günaydın!

Kısa zamanda nesli tükenecek olan bakkallar

Çoktan açtılar kepenklerini

Sokağın köşesindeki  anne kedinin ağzında 

Dünyalar dolusu telaş

Yolculuk çileli

Metreler ötesine yavru nakli yapıyor

Yuvadaki yavruları aç kalacak diye 

Durayazacak ebabilin kalbi

Her şehrin en tembeli yine köpekler.



Tünaydın!

Bilmem nerede sabah hâlâ

Fakat iyi bilirim nerelerde gece

Zor bir bilmece sessizliği yolların,

Çözebilene aşk olsun.



Gün boyu istilaya uğrayan parklar 

İstirahat etmeye hazırlanırken

Herkes köşesine çekiliyor.

Kısacık bir es için

Güvenli bölgelerine gidiyor günün tüm yorgunları

Geriye kalan her şey standartlar anıtı

Bu koşuda hep geride kalan yalnızlar,

İyi akşamlar!



Kimler kimlere açılırken

Hava kapatıyor

Neyse ki alışkınım.

Ben insanlıktan çıkarken 

Bulutlar yağmur toplama derdinde

Birileri ölmüş kulaklarıma kadar geliyor feryatlar

Bir aksilik olmazsa mezarı başında

Az pide ve ucuz ayran dağıtılacak arkasından

Haftasına ve kırkına mevlit okutulacak adına

Hemen sonra unutulacak sesi ve kokusu

Öyleyse hâlâ neden bu şuh kahkahalar?



Geceler sahiden de ''iyi'' olabilirdi!