Hoş geldi̇n cenneti̇m
Hoş geldin Cennetim
Cennetim güzel kızım hoş geldin
Sen rahmet vadilerin den geldin
Kevser suların da yıkanıp zafiran çiçeklerinin kokusuna bürünüp Gönül bahçemiz de açtın.
Mühürlü idi mehtap sen gelince açıldı
Gökyüzünde ki bulutlar sen gelince Dalgalandı
Gülşenimizin Yagmuru sen gelince yağdı
Bilmiyorum o hangi yıldız idi sen gelince kaydı
Ay bir başka parlak bu gün
Kuruyan irem çölleri sen gelince yeşerdi
İpek nakışlı bir mendile sarıp geldin yüreğini
Cennetim.
Bu müsvedde hayatta beni güldüren yüzüm
Ben bir balıkçının oğluyum tatmadım o sevgi denen doyumsuzluğu
Ruhumun geniş kanatlı pencereleri sen gelince açıldı
Her şeyi elinden alınmış bir meyyus tum .hoş geldin cennetim gülen yüzüm
Belki zengin değilim kızım
geldiğin yer bir garib hanesi
Bunlar sevinç göz yaşı bir kaç yagmur tanesi
Senin göz yaşı dökeceğin günlerde olacak şayet
Beklediğimiz gün bu günmüş nihâyet
Hoş geldin
Cennetim
Saçlarına yıldızlar mı can verdi
Gözlerine denizlermi sürme çekti
Kirpiğini dağlarmı okşadı
Otur Sevgi ağaçlarının dibine Zambak vakti sümbül vakti bugün baharlar bir hoş bülbül vakti Gül vakti
Benim fettan sarayların yok sadece cilve kar yalnızlığım var dağların bağların eteğinde bir kulübem
Beyhude ülkesinde Bir canım var.
Bazen dağlar eğilerek öper yanaklarımdan şu bir avuç yüreğimde bir Ahu peydahlanır
Bir tarafını dalgaların yardığı Deniz gibiyim bazen
Bir kandil dumanı gibi titriyor bazen yüreğim
Ya da bir fanus altında sıkışır kalır küreğim
neyse gülüm sen bunlara aldırma bu yaralı bir kartalın hıçkırışları
Ya da kurşun yemiş beyaz bir güvercinin çırpınışları
Hoş geldin cennetim hoşgeldin kevserim
Harun Yıldırım
Maşallahh maşallahhhhh