- Sayın pek bir muhterem mühendis bey hem de yüksek mühendis imişsiniz?
- Doğrudur yükseğini de yaptık biz bu işin.
- Zordur tabi mühendislikten sonra bir de yüksek mühendis olmak?
- Olmaz mı olmaz mı...
- Ama öbür mühendislere de pek benzemiyorsunuz galiba.
- Tabi bittabi benzemeyiz.
- Toplum Mühendisi diyorlarmış size? Nasıl oluyor da oluyor toplumumu inşa ediyorsunuz?
- İnşa da ederiz yerle bir de ederiz, ayrıca mikser gibi karıştırırız da kimse bizim karıştırdığımızı anlamaz billahi, ruhları bile duymaz...
- İhtisasınızı da Ciya da yapmışsınızdır sanırım?
- Tabi tabi en büyük Toplum Mühendisliği Öğretim yeri orası...


Bir ara sessizlik olur... Sonra devam ederler...


- Çok da dil biliyormuşsunuz?
- Doğrudur dokuz tanesini ana dilim gibi, yedi tanesini eh işte gibi durumunda konuşuyoruz, hatta konuşuk ediyiruz. Bak bir de sana Laz Şivesi yaptım, nasıl ama?
- O derece yani...
- Sam Amcanızın evlatlarıyız biz.
- Yok canım nereden bizim Sam Amcamız oluyormuş, sizin amcanız o...
- Neyse ne, kızdırmayın yine de siz Sam Amcamızı...
- Amcanız ve dayınız bu sıralar biraz zorda gibi...
- Toparlarız ama...
- İnşallah toparlamaz olun.
- Efendim duyamadım...
- Topları toplarsınız dedim...


Toplum Mühendisi vatandaş biraz bozulur gibi olur...


- Bizim her yerde adamlarımız vardır...
- Bunu biliyoruz zaten paranın gücü ile her ülkede bazı vicdanı kirli insanları cüzdanı kirli insanlar haline getirmekte üstünüze yok...
- Paranın satın alamayacağı insan vicdan yoktur dünyada...
- Sen öyle san, sanmaya devam et...
- Gerçek budur.
- Hadi oradan be!
- Kızma kızma. Sen altmış ihtilalini Türk Ordusu mu yaptı sanıyorsun?
- Yok canım sanar mıyım hiç? Sizin Toplum Mühendislerinin parmağının işin içinde olduğu gün gibi aşikar...
- 12 Martı da 12 Eylülü de düşün bakalım...
- Tabi canım hiç kuşkum yok zaten sağır sultan bile duydu ''Bizim çocuklar başardı diye.'' çığlık attıydı Sam Amcanızın o zamanki veletleri...
- Ya kanlı 1 Mayıs ? 
- İnsanlarımıza kıyarken hiç vicdanınız da sızlamadı biliyoruz bunları...
- Biz de vicdan hiç geçer akçe değildir dostum...
- En sevdiğiniz renk yeşildir bilirim. Dolar yeşili...
- Her renge gireriz. Yeter ki dünyada savaşlar ve kargaşa bitmesin...


O arada televizyonlarda Afrika'da su bulamayan ve aç gezen insanların görüntüleri yayınlanmaktadır...


- Şu açlar sizi hiç ilgilendirmemektedir değil mi?
- Yooo onu söyleme bak darılırım vallahi...
- Niye ki darılıyorsun, silah harcamalarınızı biraz kısıp da açlara yardım etseniz fakir ve aç kalmaz hiç bir kıta da...
- Biz onları doyuruyoruz. Ellerine İncil veriyoruz, İncili alanlara da her türlü yardımı yapıyoruz ayni ve de nakdi olarak...
- İncili almayanlar yine sürünmeye devam yani...
- Alsın onlarda...
- Müslüman iseler ne olacak?
- Bize gelsinler ...
- Gelmezlerse
- Açlıktan ölsünler kader der geçeriz...


Yine bir müddet sessizlik olur...


- Nasıl satın alıyorsunuz bu generalleri devlet başkanlarını?
- Para para para demiş ya Napolyon ben de diyeyim sen anla...
- Hmmm anladım anladım...
- Savaş olmazsa zaten sizin silah şirketleriniz batar hem de çok hızlı batar...
- Anladın sen onu, bizim silah şirketlerimizin batması demek bizim fakirleşmemiz demek.
- Siz fakirleşmeyin tek zengin kalın, Afrika'nın Asya'nın doğal zenginliğe sahip ülkeleri sizin sayenizde sürüm sürüm sürünsün, karışsın darbeler ile...
- Eeee çok çalışıyoruz toplumumuzu ayakta tutabilmek için...
- Tutabiliyor musunuz bari? Uyuşturucu batağında boğuluyor muşsunuz, eğitiminiz rezalet imiş. Kimse kimseyi para olmasın tanımazmış, akrabalık yok derecede, bunlara ne diyeceksin Sayın Toplum Yüksek Mühendisi kardeşim?
- Kardeşim diyorsun bana bak...
- Dilim sürçtü işte senden kardeş olmaz ben de biliyorum...
- Dünyanın her ülkesini istediğimiz anda karıştırırız...
- Ne geçecek elinize insanlar ölünce, sakat kalınca...
- Sen de anlamıyorsun bir şeyi birader, silah şirketlerimiz batsın mı? Yüz binlerce insan çalışıyor orada, onlar işsiz mi kalsın, onların çoluk çocukları var, sırtında gocukları var, yazık olmaz mı onlara?
- Bize yazık olmuyor onlara yazık... Çok kazık bu durum çok kazık...


Göz göze bir müddet bakışırız...


- Kaç tane nükleer bombanız var?
- Dolu dolu dünyayı yerle bir ederiz.
- Ne gerek var nükleere ona harcayacağınız paraları fakirlere dağıtsanız nasıl olur.
- Hiç iyi olmaz korkutuyoruz o bombalar ile düşmanlarımızı
- Onlarda da var ama.
- Olsun kim önce düğmeye basarsa artık.
- Milyarlarca insanı yok edeceksiniz bir an da yani. Siz de hiç vicdan denen şeyin kırıntısı yok mu?
- Daha önce de dedik ya kardeşim bizim vicdanımız cüzdanımızın içinde...
- Ne diyeyim, başarılar maşarılar dilemiyorum size Sayın Toplum Yüksek mühendisi kılıklı alçak adam, Allah cezanızı versin en kısa zamanda...