Kaç kişiydik Bira Parkında o fıçının başında
o kargaşa hüzün dolu seksenli yıllarda
buz gibi aralık ayında
tiril tiril titriyorduk
donardık vallahi yüreğimizin sıcaklığı da olmasa
hayatın içinde yitip gidiyorduk...

Kaç kişiydik sayısı gitmiş aklımdan
gözümüz yoktu kimsenin ekmeğinde aşında
sadece dünyayı değiştirecektik
kendimizden önce
tam da yirmi yaşında...

Biraz havadan sudan
biraz eş den dosttan lafladık
kimi zaman hocalardan derslerden
ofladık pufladık
azıcık kızları çekiştirdik
ara ara kadehleri ara ara kafaları tokuşturduk
kimi ufacık kağıtlara şiirler iliştirdik
kimi yırtıp buruşturduk...

Ben Esma’ya yanmışım
İsmail Necla’ya
Özcan ile Mustafa aynı kıza çengel atmış
hop dedik oğlum biriniz aradan çekilin
hava buz gibi zaten
bir de siz soğutmayın ortalığı
kim çok seviyorsa ona kalsın Ayten...

Tam Soysal Çarşısının arkası
o zamanlar Ankara’nın meşhur Bira Parkı
bakalım daha ne kadar dönecek
bizleri de arasına alan
bizleri de öğüten hayatın çarkı...