İzleyin erguvan çiçeklerini,
Kayalar içinden çıktıklarında
Ve hayalet şehrin duvarlarında
Havanın nasıl da değiştiğini.

Böyledir bu sözün ilk rüzgarları,
Yağmura dokunmuş teni üşütür;
Çizgiler ve resim birden örtüşür,
Artık şart değildir o soğuk sarı.

Yalnızca yazgı mı kayıp izleri
Çıkarır düşlerden sonra açığa? 
Halbuki asıl o muhtaç ışığa.

Söyleyin o zaman nedir sizleri
Kurtarıp hastalık tuvallerinden,
Yola ve umuda çeken yeniden?