Adı üstünde işte güneş gözlüğü... Demek ki buradan şu tespiti, derin analizler sonucunda çıkartabiliriz sanırım. Güneş gözlüğü bizi zararlı güneş ışınlarından korur, bir de karizmatik yapar. Ay ışığından ise kesinlikle korumaz, gece gece güneş gözlüğü takıyorsanız, birisi sizin ile kafa yapmış ya da saflığınızdan takıyorsunuz demektir...

Ya da kadrolu bir ajansınız gece gece güneş gözlüğü takıyorsanız. Başkanın adamlarından mısınız yoksam? Amaaan bana ne canım ajansanız ajanlığınızı bilin siz de... Ne güzel parıldar ay dede gökyüzünde, dede derken, çok eski tarihlerden beri dededir yani bu ay dede, gençliğinde bile dedeydi... Bebebelikler onu hep dede olarak bellediler, bildiler... Bir tek elinde bastonu yok, bir de sakalını göremezsiniz yani...

Hem ne demişler ’’Güneş giren ev girmez deve.’’ yok yahu öyle değildi galiba karıştırdım. ’’Güneş giren eve doktor girmez.’’ Desene güneş parıldadığı zaman gökyüzünde, doktorların işsiz kalma riski var... Demek ki doktorlar güneşi hiç sevmezler... Bu da saçma, niye sevmesinler ki güneş bir taraflarını yaktı mı insanların yine gidecekler doktorlara...

Eğer ki Güneş isimli bir kız ya da erkek arkadaşınız varsa, onun gözlükleri ile de güneşin zararlı ışıklarından korunabilirsiniz... Siz yine de çıplak gözle güneşe çok uzun süre bakmayın... Arkadaşınıza bakabilirsiniz...

Bazı ülkelerin insanlarına da hakikaten acıyor insan. Hani var ya bilirsiniz, Üzerinde Güneş Batmayan bir imparatorluk var dünyada, yazık adamlara, demek ki o ülke de sürekli güneş gözlüğü takılıyor ve satılıyor... Zavallılar... Nasıl da özlemişlerdir karanlık geceleri ve ay ışığını...

Koca Nazım demiş ya dizelerinde ’’Akın var akın güneşe akın, güneşi zapt edeceğiz güneşin zaptı yakın.’’ ne de güzel söylemiş... Bizim Karadenizli Temel de sanki bu dizeleri bir yerlerden yakalamış gibi, o da akşam serinliğinde gitmeye kalkar güneşe... Hep de Temel’den çıkar laflar Dursun da bakar öyle aval aval... Hele de İdris o da hiç bir şeye karışmaz...