Ne içimi görürsün ne dışımdadır özüm

Bilirim dersen eğer bilki bu kuru zandır

Belki bir kaç mevsimden dem vurabilir sözüm

Onuda bahar sanma o eski bir hazandir.


Ben gülleri bağrımda göz yaşımla sularım

Pınarım kurudukca yağmurlarla dolarım

Yangınlardan kalanı rüzgarlara salarım

Bilirim gelir geçer bu ilahi düzendir.


Ne kula minnet eder ne inayet beklerim

Bir gönül ehli için bazen gönül yoklarım

Ne beyazı karalar ne karayı aklarım

İçimdeki ölüler mezarını kazandır.


Keskin bıçak misali nice sualim vardı

Bir cümle edemedim dilim lisanım  dardı

Muhatabım kim ola kim ki hakiki yardı

Belki bedbaht bir bağban

Belki de bağ bozan dır.


Bir vakitler avcumda bir koza görmüş idim

İlmek ilmek işleyip derdini almış idim

İpeksi bir nazarla bir lahza gülmüş idim

Anladım güldürenler en derinden üzen dir.


Şimdi bu bahçelerde gayrı sonbahar  gezer

Gönül  bir dem yorulmaz ne de yolundan bezer

Bir tek sual   etmeden cümle cevabı sezer

Beden burda  yürürken yürek sırda gezendir.


H.Aynaci