Biz susalım kalem kâğıt konuşsun
İster beyit ister şiir desinler
Mürekkepler kanımıza karışsın
İster ilaç ister zehir desinler
Nârımızdan türlü kandil yakarız
Pek çok ile hiç katına çıkarız
Masivaya aşk gözünden bakarız
İster bâtın ister zahir desinler
Biz mazinin ardı sıra koşmayız
Arımızdan haddimizi aşmayız
Varımızla an dışına taşmayız
İster evvel ister ahir desinler
Kilim gibi bağrımızı döveriz
Arif anlar hal dilinde ne deriz
Kâh açlığı kâh tokluğu severiz
Ister nankör ister şakir desinler
Vuku bulan gelir gider eğleşmez
Aşk bilmeyen bizim ile söyleşmez
Haktan gayri söz dil ile birleşmez
İster suskun ister zâkir desinler
Rüzgar eser kâh kırılır dalımız
Bir gün taştır bir gün ipek çulumuz
Kâh som altın kâh çamurdur malımız
İster zengin ister fakir desinler
Kanadımız münacat yüklüdür
Seher vakti siyahımız aklıdır
Kudretimiz aczimizde saklıdır
İster zelil ister hakir desinler
Canda durur halimizin sebebi
Konuşsak da zay etmeyiz edebi
Kâh sürünür kâh uçarız kuş gibi
İster yılan ister tâhir desinler
H. Aynacı

Tahir: Temiz pak.
Zelil: Aciz, zavallı
Hakir: Aşağılanmış
Münacat: Allaha yakarış
Zakir: Zikir yapan
Masiva: Allah'tan başka her şey
Zahir: Görünen
Batın: Görünmeyen mana
Evvel: Önce
Ahir: Son
Şakir: Şükreden