''bak bana,yürü bana,koş bana,sarıl bana
ister yakıp kavuran sahralardan geçelim
isterse her akrebin ağısını içelim
yüz defa bulansan da, bin defa durul bana
kirpiklerin bu güne kapanınca, gülümse
yarın hatırladığın rüyalarda ben varım
gözünü açtığında yeniden vurul bana.''

                                                                    Nurullah GENÇ



Hüznümüzü katık yapıp
sevdiğimiz olsa bile gözümüzü değdirmedik
ya bir coşkun deniz gibi sevdik
ya da rüyalarda devdik
aşacaktık bir şeyleri
karşımıza bir baktık ki, kendimiz var tam karşıda
beyin boşaltalım dedik
okuduk ve yazdık çizdik
gözlerimiz yorulmadı
o gün esen fırtınalar bil ki hâla son bulmadı...

Yaralanan ruhumuza ilaç bile bulamazken
bu elleri göğe açıp beklemekti muradımız
biriktirdik damlaları kalbimiz mi kırılmadı
yerle bir oldu ruhumuz sular yine durulmadı
işte bu deli dolu yalnız adam
şu yaşlara koştu geldi
bilin ki hiç bir hatuna boş hayalle vurulmadı...

Ne bir şarkı beraberce
ne göz süzme, ne saç okşama
sevdin yiğitçe ve mertçe
yakalasın sevdaları anlamayan beri gelsin
sen şu hüzünlü günlerde
kabına sığmadın çok zaman
yatağından taştın durdun, artık boz bulanık selsin...