BİR ÖMÜR GİBİ GEÇEN 48 SAAT
Corona salgını çıktığı andan bu yana, alışkanlıklarımdan pek değişen bir şey olmamıştı, kurallara uymak dışında. On dört günlük karantina dönemi bittikten sonra sanki her şey normale dönecekmiş gibi bir düşünce hâkimdi.
12.o4.2020 bu gün hayatımın en zor geçen günlerinden biri.
Corona salgını çıktığından beri ilk defa bu kadar etkilendim, Bugün, hayatımın en zor geçen günlerinden biri, çünkü bugün Minik prensesim Feyzanur çok hastalandı. Ateşi 40,2 oldu ve o kadar çok korktum ki, anlatamam. Hiç zaman kaybetmeden ambulansı aradık. Hastaneye gidince ambulans ta Çok rahatsızlandım. Bugün hayatımın en kötü günlerinden biriydi, feyzanur'un acı çektiğini gördükçe dayanacak gücüm kalmıyordu. 48 saat sonra sonuçları öğrenecektik, 48 saatlik bir karantina süresi başladı. Ben adeta hafızamı yitiriyor gibiydim, aşırı panik ve stres her zaman bana böyle yapar.
Feyzanur' a testler yapıldıktan sonra servise çıkarken bir anda feyzanur’ un midesi bulandı, danışma’nın önünde biraz bekledik görevliyle, Sonra yeni maske taktılar öylece servise çıktık. Feyzanur çok rahatsızdı servise çıktıktan üç dört saat sonra tekrar doktor muayeneye geldi ve o esnada feyzanur ’un midesi bulandı bir daha. Doktor bana sordu:
“daha önceden de feyzanur’ un midesi bulanıyor muydu?”
Ben de her şeyi unutmuş bir şekilde “Hayır mide bulantısı yoktu” dedim Bir kaç dakika geçtikten sonra hatırladım, orada hafızam adeta benimle oyun oynuyordu.
“BENCE BU DÜNYADA SAĞLIK VE ÖZGÜRLÜK KADAR,
DEĞERLİ HİÇ BİR ŞEY YOKTUR.”
13. 04. 2020
Bu gün çok yorgunum ve uykusuzum, hiç uyuyamadım minik prensesim feyzanur’un test sonuçlarını büyük bir endişe ile bekliyorum.
Bu arada hiç kimseyi arayamıyorum çünkü dakikam bitmiş ve sokağa çıkma yasağı var. Her yer kapalı corona virüsünden dolayı. Kontör süz kalmışım kontör yükleyemiyoruz ve hiç kimseyi arayamıyorum, sevdiklerim, sevenlerim dost akraba her kes, beni arıyorlar ama cevap vermeye vakit bulamıyorum. Herkes endişeli farkındayım ama feyzanur uyuyunca da dakikam olmadığı için kimseyi arayamıyorum, bana gelen mesajları yanıtlayamıyorum her kesin bana kızdıklarının da farkındayım maalesef kimseyi bilgilendiremiyorum çünkü hem dakikam hem de mesaj hakkım bitmiş durumda. O sırada Kadir ağabey aradı beni, feyzanur’un durumunu öğrenmek için. Bende feyzanur’ un sağlığı hakkında bilgilendirdim, telefonu kapatacağı esnada bana feyzanur’un durumunda herhangi bir değişim olursa beni ara deyince, bende dakikam bitmiş arayamam diyince, Sağ olsun bin bir zahmetle hemen internet üzerinden TL yükleme yapmış. Çok sevindim ve hemen feyzanur’un durumu hakkında bilgilendirme mesajı yazıp paylaştım ve bu sayede dostlarım da endişe den kurtulmuş oldular. Kadir ağabeyin Bu iyiliğini de asla unutmayacağım ama en kötüsü de operatör telsiz ücreti olarak anında 24 TL aldı ve ben yine kontörsüz kadım. Telefon operatörünün de bana en kötü günümde yaptığını unutmayacağım.
“SAĞLIK VE ÖZGÜRLÜK OLMAYINCA,
PARA DA İŞE YARAMIYOR”
Test sonuçlarını bekliyorum, bu bekleyiş ve endişe beni çıldırtıyor ama yine de sabırlı olmaya çalışıyorum. Kendi kendime teselli veriyorum ” bu da geçecek diyorum” sağlığın özgürlüğün kıymetini daha iyi anlıyorum. Üzerimde ki yorgunluk bir türlü geçmiyor, Zaman geçtikçe uyku ve yorgunluk beni esir alıyor adeta. Bir yanda endişe ve bekleyiş, bir yanda feyzanur’un rahatsızlığı ve bir yanda Benim yorgunluğum her şey beni çökertiyor. Bir çay içsem kendime gelirim, sağ olsun yemek görevlisi bana bir çay getirdi, tam içeceğim derken prensesim serum takılı olan kolum acıyor diyerek ağlamaya başladı. Prensesimle ilgilenmeye başladım, tekrar uyuttum, prensesim uyuduktan sonra çayımı içeyim derken; çay soğumuştu ve yine içemedim. Gözlerim uykusuzluktan açamıyorum yinede uyumamak için direniyorum. O sırada Eşim evden çay demlemiş getirmiş, eşimin bizimle görüşmesine izin vermemiş hastane güvenliği, corona şüphesi olan hastaları ziyaret etmek yasak olduğunu eşime söylemişler, eşim de getirdiği çayı danışmaya teslim etmiş. Ben tam o çayı 5 saat bekledim, 5 saat sonra da dağıtım sırası bana geldi ve çayım nihayet geldi. Bir bardak doldurup içtim o anda bütün uykum yorgunluğum gitti hiçbir şeyim kalmadı. Sanki sihirli bir iksir içmişim gibi ve kendime geldim.
Minik çiçeğim Feyzanur bu gün Daha iyi, ateşi 36.37 arası sürekli değişiyor ve artık 40 dereceye çıkmıyor. Şu an çok mutluyum sadece testleri beni endişelendiriyor.
14 04 2020 bugün büyük bir endişeyle prensesimin corona testini bekliyorum ama bir yanda da içimde bir umut var, Umut ve korku arasındayım; Aslında Kafam karmakarışık ne düşüneceğimi bilemiyorum. Odanın içinde gezinip duruyorum, feyzanur’ un ateşi tamamen düşmüş. Allah'a şükür iyi Ama testi çıkmadı ve ben bekliyorum, saatler dakikalar geçmek bilmiyor. Feyzanur bana gülümsüyor ve elleriyle kalp yapıyor, seni çok seviyorum diyor. Ben de, ben de seni çok seviyorum diyorum ama gözüm, kulağım telefonda, doktorun aramasını bekliyorum. Ve nihayet beklediğim telefon çaldı doktor aradı, “feyzanur’un test sonucu negatif” deyince doktor bey, sevinçten ne diyeceğimi şaşırdım; emin olmak için tekrar, tekrar sordum ve en son doktora teşekkür ederek telefonu kapattım. Bu defa sevinçten çıldırmıştım, sevinçten bütün her şey zihnimde silinmişti. O sırada hemşireyi aramam gerekiyordu, hemşireye haber vermek için aldım elime telefonun ahizesini, telefonun tuşlarına Basıyorum bir türlü telefon aramıyor. Kızmaya başladım, birdenbire telefona ne oldu, niçin çalmıyor? Diye söyleniyorum kendi kendime. O sırada Feyzanur’ da meğerse beni izliyor ve kahkaha atıyor, Anne! Anne! Diye bana sesleniyor, ben de “bekle hemşireye haber vereyim” diyorum. Sonra Feyzanur “Anne kumanda elinde niye boşuna telefon tuşlarına basıyorsun, kulağına tutuğun telefonun ahizesi değil, televizyonun kumandası” o anda kendime geldim, Meğer telefonun ahizesinin yerine, kumandayı kulağıma tutmuşum. Bu yüzden telefonun tuş sesini duymuyorum, ben ve Feyzanur kahkaha atıyoruz benim bu Şaşkın Halime. Ve hemşireyi tekrar sakin hafıza ile sakin kafayla arayıp haber veriyorum. Ayrıca şunu da asla unutmayacağım, buradaki hemşiremiz doktorumuz mükemmel insanlar, her çağırdığımızda koşa, koşa geliyorlar. Yemek dağıtan görevlileri, temizlik görevlileri, güvenlik görevlileri çok iyi ve güler yüzlü, görev aşkıyla dolu yürekleri hepsinin. İçten içe hepsine dua ediyorum,” ALLAH sizleri her türlü olumsuzluklardan, corona virüsünden, kazalardan belalardan korusun” diye dua ediyorum. Ben bir maske ile dayanamıyorum bu sıcak havada, onlar iki maske tulum ile dolaşıyorlar, uyumuyorlar sürekli görev başındalar, sağlık çalışanlarına ve tüm personellerine ne kadar teşekkür etsek az, Emeği geçen herkese minnettarım ve buradan sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
“MASKE TAKMAK, VİRÜS KAPMAKTAN VE YAYMAKTAN BİN KAT DAHA İYİDİR. BİLE BİLE İNSANLARA VİRÜS BULAŞTIRMAK VE VİRÜS KAPMAK DA BİR CİNAYETTİR. HEM KENDİMİZİ HEM DE KARŞIMIZDAKİ İNSANLARI DÜŞÜNELİM, LÜTFEN MASKE TAKMAYI İHMAL ETMEYELİM.”
Bugün 48 saatlik karantina süresini geride bırakarak hayırlısıyla taburcu olduk, saat 15. 05’te evimize döndük, çok mutluyum evimi ve ailemi bir arada görmeyi çok özlemişim. Artık corona salgının ne kadar tehlikeli ve zor bir virüs olduğunun daha iyi bilincine varmış durumdayım. Maske, mesafe kuralına daha çok dikkat ederek hayatıma devam edeceğim. Dışarıda özgürce dolaşmak, sevdiklerime sıkı sıkı sarılmak eskisi gibi hep bir arada olmak için, kurallara uyarak corona virüsünü tarihe gömmeye gayret edeceğime yeminler etmekteyim. Çünkü Bir ömür kadar uzun geçen 48 saat, bana hayatımda hiç unutamayacağım çok şey öğretti.
Rukiye Gül Bakırhan
Korona günlüğümden bir kesit


Card image cap