Öyle bir zaman
ve yaşanmamış güzellikler için
sabır yolunda verilen güç
hüznümüze değer belki bir gün belki suç
yine de yazacağız yaşadıklarımızı
belki de yaşayamadıklarımızı...

Ben bu şehirden gittiğim zaman
arkamdan göz yaşı dökmeyin sakın
ne sevdiklerim
ne de sevmek için çaba sarf edip
yıllardır yüreğimde biriktirdiklerim...

Ben bu şehirden gittiğim zaman
boşa değildir gitmelerim
bilin ki incinmiştir bir yerlerim
bilin ki ruhumda derin sızılar vardır
yaralıdır yüreğim
bazı olaylar güçleştirdi hazmımızı
aldı götürdü yaşamda ki hazzımızı...

Kimseye kırgın mıyım dargın mıyım
var tabi affetmeyeceklerim
benim de yanlış yaptıklarım varsa
ister af etsinler
isterse de yerin dibine geçirsinler
kendileri bilir...

Oturduğum evlerde
sokaklarda caddelerde mahallelerde 
kimselere yan gözle bakmadım
kedileri köpekleri
papatyaları çimenleri gülleri
koklayıp sevmekten bıkmadım
kaldı ki insan, dost, hele hele akraba
bir adım gelene iki üç adım gitmekten
hiç bir zaman geri durmadım
yerle bir etmedim kimseyi
gönüller yıkmadım
ama artık yoruldum hem de çok yoruldum
saçımda her ne kadar beyazlar az ise de
hayat ve yaşananlar yordu...

Ben bu şehirden gittiğim zaman
biliyorum ki yine de girecek rüyalarıma
bırakıp gittiğim yerler
özlediğim insanlar, beni çıkarsız sevenler
kimin gözleri ve yüreği özler ve anarsa beni
buyursun gelsin
gelsin istediği zaman 
hem evimize hem de yüreğimize
ardına kadar açarız her iki kapıyı da...

Önce bir yaşadıklarımıza bakın
oturup yiyelim içelim eski günleri analım
lakin döner diye bir gün beklemeyin sakın...