Bakarsın ruhun incelmişse de yüreğin olmuş katran karası
gözlerini ve ruhunu bırakıp da gittiğin şehir
dönerde bir gün seni ister
bir yöre türküsünün eşsiz sesinde
ortasından geçerken deli dolu bir nehir
dinlersin yüreğin titreyip gözlerin dalarak
hem dinler hem de ağlarsın, gönlünden bir şeyler salarak...


''Dağlarda kar sesi var da
Tavlada zar sesi var
Kurban olam Artvin'e de
İçinde yâr sesi var. ''


sevda boyumuzu aşar bakarsın zaman zaman
gözlerinde yok olup gitmek vardır sevdiğinin
güneş dağların ardından yükselirken
köknarlar kıyama durmuştur
önce buram buram çam kokusu
sonra insan kokusu, adam gibi adam kokusu gelir...


her köşe başı bir anı saklar
sular altında kalınca incirler ayvalar zeytinler narlar
sokaklar evler ve yaşanmışlıklar


her yerde bizden izler
her yürek atımı bir sevdayı gizler
her çığlık gecenin sessizliğine karışır gider
kim çıksa karşına sarılasın gelir sımsıkı
yüreğini yüreğine basasın gelir...


bakarsın yılların hüznü tortu yapar yüreğinde
oturup bir ceviz ağacının altında ağlarsın bu sefer
güneş bulutun ardına gizlendiğinde...


yollar uzasa da
kimi zaman sana bir kuş uçuşu gelir bakarsın...


bir köy camisinde huşu ile sabah ezanını dinlerken
gözünün yaşları yastıklara yumuşak iniş yapar
yumuşayan yüreğin ile birlikte...


kaç mevsim gelir geçer
yüreğinden hızla gelip geçenler gibi
eski aşkların üzerini hangi sır perdeleri örter...


bakarsın bakışlar çarpışır ama kimse ölmez 
sadece derin yaralar açılır
ömrü billahi kapanmayacak yaralar gönülden
işte o zaman
bir sessizlik olur insanın içini burkan
tam ciğerine, şurasına oturan
şunu iyi bil ki o da seni düşünüyordur o an...