Babamdan harçlık aldığım zamanlar
memlekette şimdi ki nüfusun yarısı kadar insan vardı
ilkokulu yeni bitirmiş zıplamıştık bir üst sınıfa...

Ortaokul oğlum burası
dersimiz modern matematik
öğretmenimiz olmasa da otomatik
dersler farklı, okul farklı, kızlar farklı
hafta içi bir tost bir ayran parası
hafta sonu harçlık yedi buçuk lira
oooh ne para be ne para...

Paranın para olduğu, adamın adam olduğu
Başbakan Demirel'in
''Benzin vardı da biz mi içtik'' dediği zamanlar
biz çocuklar IMF'nin adını bile duymamışız
Süleyman Amca duymuş ya yeter
beter bu kızlar beter
yüzümüze bakmayıp yan sınıftaki oğlanlara takılıyorlar
sanki onlar bizden daha mı yakışıklı...

Cocacola diye yazılır
Kokakola ya da kakakola diye okunurdu
o emperyalizmin mermisi meret içecek
ah be kardeşim ah
bu Sevda ne zaman benden vazgeçecek
beraber bir limonata içmişliğimiz olsa da
Ayşeyi seviyorum ben oğlum
Sevda çok havalı bize uymaz
inşallah bu durumu ağabeyleri duymaz
yoksa yandığımın resmidir
ağabeylerinin ikisi de tekvandocu...

Babamdan harçlık aldığım zamanlar
pazar sabahları doğru gazete bayisine seğirt Ahmet
Gırgır Dergisi alınacak
ve içine neşe içinde bakılacak
espriler ertesi gün okulda
arkadaşlara parasız pulsuz satılacak
Avanak Avni büyümüş mü
Utanmaz Adam yine neler yapmış utanılacak
Gaddar Davut ne kadar gaddarlaşacak
şimdi ki gaddarların ondan ders alması lazım ancak...

Sosisli, salamlı, kaşarlı tost
okulda en ucuz kaşarlı ondan yeyiver Ahmet
''Cep delik cepken delik cepte yok metelik.''
İki hafta okulda bir şey yemesem
üçüncü hafta sinemaya gitsek Ayşe ile abisine çaktırmadan...

İşte böyle
babamdan harçlık aldığım zamanlar
yatınca dua edeyim biraz
''Allah'ım babama çok para ver.''
belki seneye harçlığımı arttırırlar...