Kalabalık bir cumartesi günü şehrin en işlek caddelerinden birisinde öğle saatlerinde, bir semt pazarının yakınında, vatandaşlar işlerinde güçlerinde geziniyorlardı... Aniden kalabalık arasında bir adam elinde ufak tefek şişeler ile beliriverdi...

- Gel vatandaaaaaaaaaaş geeeeeeeeeeeeeeel !!!

Vatandaşlar yavaş yavaş toplanmaya başlarlar... Adamın sesi de gitgide yükselmektedir...

- Gel bakalım sen de gel abicim, sayın ablam, delikanlım sen de gel bakalım. Bundan sonra koronadan korkmak yok, korona senden korksun... Yok maske takacakmışım da, kolonya kullanacakmışım da, bir sürü tantana... Hepsini unutun abilerim ablalarım... Burada tarih yeniden yazılıyor...

’’Dur bakalım hele’’ der vatandaşın birisi ...

Devam eder satıcı kardeşimiz...

- Az evvel otobüsten indim, 81 Vilayet 786 ilçe, sayısını unuttuğum bilmem kaç tane belde ve köy gezdim... Siz sayın saygıdeğer azizzzz ve muhterem hemşehrilerime yirmibirinci yüzyıl Japon Teknolojisi ile üretilmiş, koronanın, bu adinin ilacının bulunduğunu müjdelerim. Buraya hemen gelemedi isem, seksen vilayeti köşe bucak gezdiğimdendir... Ey koronaaaaaa kork artık sen bizden, bundan sonra, kork, biz senden niye korkalım...

O sırada topluluktan birisi... ’’Vay beeeeeeeeee hiç duymamıştım bulundu demek ki’’

Yine top satıcıda...

- Bu Japonlar var ya bu Japonlar Allah onlardan razı olsun. Arigattoo ve hatta domo arigatto diyelim Japon dostlarımıza. Bu aşıyı onlar buldular ve hemen bize de formülünü verdiler benim canımdan çok sevdiğim aziz hemşehrilerim... Japon Bilim Adamlarının başında bulunan Yasukuri Kukori bütün dünyaya bu müjdeyi verdi...

Vayyy be sesleri yükselir yine topluluktan...

- Şimdi sayın vatandaş bu korona aslında bir zaman yakalanmış olup hapsedilmiş ve sonrasında kafasına beş ton ağırlığında bir balyoz vurulmuş ve ölmemiştir... İşte bu ilaç korona zibidisini öldürmek için 21. Yüzyıl Japon Teknolojisi kullanılarak üretilmiştir...

Yine topluluk aralarında konuşmaktadır...

’’Ben biliyordum ağabey Japonlardan başkası yapamaz bunu diye zaten.’’

- Şimdi farz et koronayı yakaladın. Gerçi o kadarda kolay yakalanmaz amma, yakaladın diyelim. Koronanın sağ arka ayağını gıdıkladıktan sonra, korona ağzını açarsa ne ala, açmazsa bu seferde sol arka ayağını gıdıklayın. Açtığı zaman üç damla, çok değil üç damla damlatın ağzına... İşte o zaman korona eşek cennetine doğru yol alacaktır...

Bu sırada topluluktan birisi seslenir... ’’Peki ya yine ölmezse?’’

- Sonsuza kadar yaşayacak hali yok ya, bir gün gelecek o da ölecek birader ha bu gün, ha yarın. Baki olan Rabbim zaten... Neyin peşindesin sen yahu kardeşim? Zaten ucuz ucuz satıyorum. Sadece reklam fiyatına iki şişesi on lira, al pişman olmazsın kesinlikle...