Ay salkım salkım üstümüze düşerdi
gecenin sessizliğine inat
ve biz gözlerimizin ta içine bakardık
önce saçlarına dokunurdum sonra yüreğine
her tarafımızı ateş basardı...

Yalın ayak yürürdük yaz geceleri
yerde toprak, yukarıda biz toprak
son örtümüz bizi sımsıkı kucaklayacak, bir avuç güzellik...

Bazıları sevmese de
biz hiç aldırmazdık ağustos böceklerine
para pul da istemezlerdi zaten konserlerinde
karınca çalışsın dursun
onların şarkıları gece gündüz dillerde...

Her hilal benimdi her dolunay senin
bakışlarımızla elli kere yüz kere fotoğrafını çekerdik
üstümüzdeki ve gecedeki gizemin
sapına kadar Laz bir türkü takılırdı dilimize
''Baban beni babamdan da bir kerecik istesin''
iki satır okur bırakırdım türkücülere saygımdan
zaten bilirsin hiç şarkı sözü kalmaz aklımda...

Gecenin sahibi ilhamlarımızı eksik etmezdi
karanlıklar aydınlıkla buluşmaya giderken
kuş sesleri huşu ile sabahı bekler
aman Allah'ım aman
ruhumuzdaki ve çevremizdeki bu nasıl güzellikler
ben beklemezdim bir kaç satır karalamak için
belli mi olur
çok sık gelmez zaten yüreğimizde misafirliğe
esin hanım ile ilham beyler
heyecanlanırdı birden bire cebimdeki defterim
sayemde sevgilisi kalem ile buluşacak ya haspa
kaldıysa ona akıtacak terim...

Sabahın süt beyaz aydınlığı ve güneşin mızrakları
yakaladığı zaman evimizi
unuturduk gecenin dinginliğini ve gizemini
parlatmış olurduk yüreğimizdeki sevgi dolu zemini...