Barış kelimesi genel anlamda düşmanlığın olmaması, başka bir anlatımla, kötülükten, kavgalardan, savaşlardan kurtuluş, uyum, birlik bütünlük, sükunet ve huzur içinde yaşamak olarak da tanımlanabilir...

İnsanlık ortaya çıktığından beri yeryüzünden kavga ve savaşlar hiç eksik olmamıştır. Bu savaşlar sonucunda, ister savaşın galibi olun, isterseniz mağlubu, toplumlarda açılan büyük sosyal yaralar vardır. En başta can kayıpları. İnsanların zamanlarını, bilim ile sanat ile geçirmeleri gerekirken, enerjilerini savaşlara ve bu savaşların sonucunda ortaya çıkan yıkımları onarmaya çalışmak için harcamaları...

Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ün savaş ile ilgili sözlerine burada kulak verelim biraz...

''Savaş, nihayet meydan savaşı sadece karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir. Milletlerin çarpışmasıdır. Meydan savaşı milletlerin bütün varlıklarıyla, bilim ve teknik alanındaki seviyeleriyle, ahlaklarıyla, kültürleriyle kısacası bütün maddi ve manevi güç ve nitelikleriyle ve her türlü vasıtalarıyla çarpıştığı bir sınav alanıdır. Bu alanda, milletlerin gerçek güç ve kıymetleri ölçülür. Sonuçta yalnız maddi güçlerin değil, bütün güçlerin özellikle ahlaki ve kültürel gücün üstünlüğü kesinlikle ortaya çıkar. Bu sebeple meydan savaşında yenilen taraf milletçe ve memleketçe, bütün maddi ve manevi varlığıyla yenilmiş sayılır. Böyle bir sonucun ne kadar feci olabileceğini tahmin edersiniz. Yok oluş sadece savaş alanındaki orduya ait olamaz. Aslında, ordunun mensup olduğu millet feci sonuçlara uğrar. Tarih, birtakım boş hayallerle, başlarındaki hükümdarların, hırslı politikacıların oyuncağı durumuna düşen istilacı orduların, istilacı milletlerin uğradığı bu çeşit feci sonuçlarla doludur.''

İslam sözcüğü arapça se-le-me kökünden türeme olup, bir anlamıda barıştır. Bununla birlikte kökün etken ortaç şekli eslemedir ve teslimiyet anlamına gelir. Müslümanda teslim olan demektir. Burada teslim olunan tek Tanrı olduğu kabul edilen Allah'tır. İslam özünde bu kadar barışa önem verirken, İslam adına savaştığını söyleyenler, yeri gelince masum insanlarıda öldürmektedirler. O üzerlerine bomba bağlayıpda şehit olacaklarını zannedenler büyük gaflet içindedirler...

Son ikiyüz yıllık zaman dilimi içerisinde, dünyamızda hem maddi hem de manevi yıkımı büyük olan, onlarca savaş olmuştur. Bunların Başlıcaları: 1-Kırım Savaşı-2- Doksanüç Harbi dedikleri Osmanlı-Rus Savaşı 3-Balkan Savaşları 4- Birinci Dünya Savaşı 5-İkinci Dünya Savaşı 6-Vietnam Savaşı 7- Afgan Rus Savaşı 8- Çeçen-Rus Savaşı ve daha ismini zikredemediğimiz irili ufaklı onlarca savaş.

Bu savaşlarda harcanan paralar, eğer insanlığın milletlerin yararına kullanılmış olsaydı, bugün belki de şu anda bilimde sanatta, tıpta geldiğimiz noktanın çok daha ilerisindeydik. 1945 yılında Japonya'ya atılan atom bombası; ki yüzbinlerce insanın ölümüne yol açmıştır, sadece denemek maksadı ile atılmıştır keza o sırada Japonya kayıtsız şartsız teslim olmak üzeredir.

Şimdi soruyorum ben size, akıllı insanlar savaştan yana mı olur yoksa barıştan yana mı? Yine burada Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ün sözlerine kulak verelim ve bağlayalım...

'' Derhal şu veya bu sebepler için milleti harbe sürüklemek taraftarı değilim. Harp zorunlu ve hayati olmalı. Hakiki kanaatim şudur: milleti harbe götürünce vicdanımda azap duyamamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı ölmeyeceğiz diye harbe girebiliriz. Ama millet hayatı tehlikeye düşmeyince, harp bir cinayettir. ''

Sevgi ve saygılarımla...